PKK son zamanlarda hiç olmadığı kadar kuvvetlendi. Kuvvetlenmeye de devam ediyor. Bunun en önemli sebeplerinden birisi teröristlerin ve onların destekçilerinin oluşturdukları algı operasyonlarının başarılı olmasıdır. Devlet içerisine yerleşmiş olan işbirlikçiler vesilesiyle de etkinliklerini artırmaktadırlar. Oluşturulan algıda en önemli söz “bütün askeri yöntemler denendi, neden askeri çözümde ısrar ediyorsunuz?" diyorlar. Yani ne yaparsak yapalım aslında bu terörü bitirme imkanımız yok en iyisi onlar ile anlaşma yoluna bakalım denilmektedir. Aslında, denilmenin ötesinde ülke buna zorlanlanmaktadır.

Aslına bakılırsa yıllardan beridir etkili ve iradeli bir askeri müdahalenin yapılmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü dönem dönem yapılan askeri müdahaleler ile terör örgütü çok ağır kayıplar verirken bazı dönemlerde ise (açılım süreci gibi) terör örgütünün sürekli olarak güçlenmesinde göz yumulmuştur. İstikrarlı bir şekilde mücadele edilemediğinde askeri müdahaleler yetersiz kalmıştır. Bu nedenle şimdilerde çıkıp “bütün askeri yöntemler denendi” denilmesi aslında terör örgütünün üzerimizde uygulamaya çalıştığı algı çalımasıdır.

Diğer bir bakış açısıyla değerlendirdiğimizde, yapılan uygulamalar ile terör örgütü fiili bir durum oluşturarak hakimiyetini kuvvetlendirmek istemektedir. Terör örgütü yapmış olduğu çalışmalar ile psikolojik güç araçlarını eline geçirmiş ve bütün gücünü kullanarak insanlarımızın psikolojik olarak çökertmeye çalışmaktadır. Psikolojik olarak çöken insanlardan ne isteseniz yaptırabilirsiniz. Çünkü düşünme ve karar verme yetenekleri ortadan kalkacağı için ne yaptıkların bilmeyen yığına dönüşecekler ve her istenileni sorunsuz bir şekilde yapacaklardır.

1 Kasım günü ülke yeni bir seçim yaşayacak. İnşallah memleketimize ve milletimize hayırlısyla iyi sonuçlar getiririr. Seçime 1 ay gibi kısa bir süre kalmasına rağmen halen daha seçim güvenliğini tartışıyoruz. Seçim yapsak mı iyi, yoksa yapmasak mı iyi olurun kararına tam olarak varamadık. Aklımızda soru işratleri ve tereddütler dolu. Anlaşılan seçim bir şekilde yapılacak. Elimizde nur topu gibi bir sonuç olacak. Ancak bu sonucun nasıl alınacağından ziyade seçim için sandıkların bir araya getirilmesi sorunu önemli bir konudur. Bazı il ve ilçelerde seçim güvenliği bahane edilerek sandıkların toplatılması o bölgelerde  devletin olmadığı ve devletin oraları kontrol edemediğinden terkettiği anlaşılmaktadır.

Peki devlet oraları kontrol edemediği için sandık dahi kuramıyorsa orayı kimler kontrol ediyor. Elbette terör örgütü ve onun kontrolünde olan güçler her alanda hakim durumda geçmişlerdir. Gözlerden kaçan bu olay aslında PKK ‘nın açık bir şekilde meşrulaştırılmaya çalışıldığının göstergesidir. Kendi mahkemlerini kuran, kendi vergi dairesini kurarak vergi toplayan, öz savunma gücü adı altında polis gücü kuran örgüt etki alanını daha da genişleterek gücüne güç katmaktadır. Sandık güvenliğinin olmaması demek ülke güvenliğininde olmadığı anlamını taşır. Son seçimlerde PKK’nın siyasi kolu olarak tanımlanan HDP’nin %5-6’lardan %13’lere yükselmesi de yine meşrulaştırma gayretlerinin bir sonucudur. Ülkede herkes bir şekilde kaybederken sürekli olarak kazanan terör örgütü ve yandaşları olmaktadır. Eğer gerekli ve yeterli tedbirler alınmazsa bu oluşumun artık engellenmesi mümkün gözükmemektedir.