• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Yoksulluk Algısı Araştırması-2
21/06/2019

Yoksulluk algısının araştırılması için Çizelge 1’de verilen 20 farklı ilden elde edilen veriler kullanılmıştır. İller ülken gerçeklerini temsil ettiği düşünülen iller olmasına dikkat edilmiştir. Bölgeler arasındaki illeri temsil edeceği düşünülen ve görüşme yapılabileceği düşünülen alanlar olmasına dikkat edilmiştir. Seçilen illerin toplumsal ve kültürel yapı olarak yardım algısının öğrenilmesinin ülke geneli için bir fikir verebileceği ve yol gösterici olabileceği düşünülmüştür.

Görüşme yapılacak birey sayılarının belirlenmesinde illerin sahip oldukları nüfuz kayıtları dikkate alınmıştır. Bireylere sosyal yardım yapıp yapmadıkları öncelikle sorulmuş ve yapıyorlar ise görüşme talebinde bulunulmuştur. En yüksek örnekleme 362 kişi ve %10,2’lik katkı payı ile İstanbul ilinde olurken,  bu ili 294 kişi ve %8.3’lük katkı payı ile Ankara izlemiştir. En düşük örnek sayısı ise 88 kişi ve %2.5’lik oran ile Kars ili olmuştur. Bu çalışma ile soyut olmayan ve sahaya inilerek önceden hazırlanmış olan sorular sorulmuştur. Hazırlanan sorular insan hak ve özgürlüklerini zedelemeyecek, kişileri rencide etmeyecek, etik kuralları asla aşmayan ve ahlak kurallarına uyan türden olmasına özellikle dikkat edilmiştir. Görüşme yapılmadan önce bireylere bilgi verilmiş ve onaylamaları durumunda görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeden sonra ise kısa bir gözden geçirme ile söyledikleri ile anket verileri arasındaki uyum özellikle dikkate alınmıştır.  

Daha önce yaptığımız çalışmada yardım alanların yardım algılarının belirlenmesi üzerinde durulmuştu. Ancak bu çalışmada biraz daha ileriye gidilerek yardım verenlerinde yoksulluk algılarına yer verilmiştir. Yapılan çalışma içerik olarak oldukça geniş kapsamlıdır. Bu nedenle elde edilecek olan verilerde sürekli ve kesikli veri olabilmektedir. Elde edilen verilerin yapılarına bağlı olarak ta yapılacak olan analizlerde hem parametrik ve hem de parametrik olmayan (nonparametrik) testlere yer verilmiştir.

Parametrik testlerde değişkenler arasındaki farklılığın önemli olup olmadığını belirlemek için üç ve üzerinde değişken olması durumunda tek yönlü varyans analizi ya da diğer adıyla F testi kullanılırken, değişken sayısı iki ise tek örneklem t testi kullanılmıştır. Varyans analizi sonunda değişkenler arasındaki farklılığın önemli çıkması durumunda, önemliliğin hangi değişken veya değişkenlerden kaynaklandığını belirleyebilmek için çoklu karşılaştırma testlerinden Asgari Önemli Fark testi uygulamıştır. Parametrik olmayan verilerin karşılaştırılmasında Ki kare testi kullanılmıştır. 

 

Çizelge 1. Araştırmanın yapıldığı iller

Görüşme Yapılan İller

Görüşmeci Sayısı

Görüşmeci Oranı

Adana

186

5,2

Ankara

294

8,3

Antalya

168

4,7

Ardahan

93

2,6

Bingöl

87

2,5

Çanakkale

115

3,2

Diyarbakır

184

5,2

Eskişehir

216

6,1

Hatay

224

6,3

İstanbul

362

10,2

İzmir

218

6,2

Kars

88

2,5

Kayseri

156

4,4

Kırşehir

112

3,2

Konya

218

6,1

Mersin

231

6,5

Sakarya

147

4,1

Samsun

160

4,5

Van

176

5,0

Yozgat

112

3,2

Toplam

3547

100

 

İllere göre görüşme yapılan bireylerin cinsiyet dağılımları Çizelge 2’ de verilmektedir. Görüşme yapılan bireylerin %44,4’ü kadınlardan oluşurken, %55,6’sı ise erkeklerden oluşmaktadır. Cinsiyetin dağılımı bakımından çalışmamıza yön verecek sayıda olduğu görülmektedir. Arada görülen farklılığın istatistiksel olarak önemli olmaması da bizi desteklemektedir. Çalışmada erkeklerin daha yüksek oranlarda olması bekleniyordu. Ancak bu şekilde bir oranın olması bizleri sonucun güvenirliği açısından memnun etmiştir. Çünkü genel olarak bir yere gidildiğinde erkeklerin sorulara cevap verme eğilimi vardır. Ancak çalışmada bizlere yardımcı olan arkadaşların yarısının bayan olması sorulara cevap veren bayanların artışında etkili olduğunu düşündürmektedir.

 

Çizelge 2. İllere göre görüşme yapılan bireylerin cinsiyetleri

Cinsiyet

Sayı

Oran

Kadın

1576

44,4

Erkek

1971

55,6

Toplam

3547

100,0

Ki kare

3,631

Önemli Değil

 

Katılımcıların medeni durumları incelenmiştir. Medeni durumun sosyolojik ve psikolojik olarak yardım yapma ve yardım alma gibi güdüler ciddi anlamda etkilediği bilinmektedir. Çalışma esnasında eşinden ayrılmış ya da dulum diyenler bekâr olarak değerlendirmeye alınmasının sosyolojik olarak daha uygun olacağı düşünülmüştür. Bireylerin medeni durumları Çizelge 3’de verilmiştir. Yapılan çalışmada evli olanların oranlarının bekârlara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Evli olanların oranı %58.2 olurken, bekârların oranı ise %41.8 olarak tespit edilmiştir.

Medeni duruma göre yapılan analiz sonuçlarına göre aradaki farkın önemli olduğu tespit edilmiştir. Farkın önemli çıkması evlilerin görüşlerinin çalışma açısından daha belirleyici olduğunu göstermektedir. Elbette bu sonuç çalışmanın yaygınlığı açısından önemli olarak görülmektedir. Türk toplumu hızlı bir dönüşüm içinde yer almaktadır. Dönüşüm ile birlikte bireyselcilik ve bireysel yaşam tarzlarının hızla arttığı görülmektedir. Evlenme yaşının yükselmesi, ya da evliliği düşünmeyenlerin oranlarındaki ciddi artış ve bunların yanında özellikle çalışan bekârların elde ettikleri maddi imkanları paylaşmak istememeleri ve daha rahat yaşmak isteği evlilik sayısını azaltmış ve bekar oranının artmasını desteklemiştir. Ülke geleceği açısından istenmeyen bir özellik olsa bile ülkenin acı bir gerçeğidir.

Çizelge 3. Bireylerin medeni durumları

Cinsiyet

Sayı

Oran

Evli

2063

58,2

Bekâr

1484

41,8

Toplam

3547

100,0

Ki kare

7,152*

Önemli (0.05)

 

Eğitim durumlarına bakıldığında bütün eğitim düzeylerinde bireylerin olduğu görülmektedir. En düşük oran %3.6 ile okur-yazar sınıfında yer almıştır. Bu beklenen bir sonuçtur. İlkokul mezunu olanlar ise %3.7’de kalmıştır. En yüksek olan grup %43.5 ile lise mezunlarında olurken, üniversite mezunları %26,2 ile ikinci sırada yer almıştır. Arada görülen farklılık istatistiksel olarak 0.01 düzeyinde önemli bulunmuştur. Ülkemizde zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması ve son 10 yılı içinde çok sayıda üniversite açılmış olması üniversite mezunu sayısını ciddi oranda artırmıştır. Bu artışın önümüzdeki yıllarda da artmaya devam edeceği ve lise mezunu sayısını aşacağı beklenmektedir. Toplumumuzun okuma yönündeki açlığı ve iş bulma olanağının yüksek olacağı algısı neden ile üniversitelere yığılma görülmektedir. Bireylerin üniversite mezunu olmadan da meslek sahibi olabilecekleri bir düzenin kurulması geleceğimiz açısından önemlidir.

 

Çizelge 4. Bireylerin eğitim durumlarına göre dağılımı

Cinsiyet

Sayı

Oran

Okur-Yazar

128

3,6

İlkokul

133

3,7

Ortaokul

816

23,0

Lise

1543

43,5

Üniversite

927

26,2

Toplam

3547

100,0

Ki kare

28,641**

Önemli (0.01)

Çalışma yapılanların meslek durumları da ayrıca incelenmiştir. Buna göre elde edilen meslek grup dağılımları Çizelge 5’de verilmiştir. Çalışmaya katılanların büyük çoğunluğunu memurlar oluşturmuştur. Bunların oranı %39.8 olarak tespit edilmiştir. İkinci çoğunluk ise %27.1 ile esnaflar oluşturmuştur. En düşük oran ise %5.9 ile ev hanımlarında olmuştur. Yardım yapanların büyük çoğunluğunun memur çıkması bizleri şaşırtmıştır. Çalışma başlarken esnaf kesiminin daha önde olmasını beklemiştik. Ancak esnaf kesimi ikinci sırada çıkmıştır. Burada şu konunun da gözden kaçırılmaması gerekir ki, memur kamuda çalışanları kapsamaktadır. Bunlar içinde mühendis, doktor, öğretmen ve büro memuru olarak çalışan çok sayıda bireylerin olması bu sonucun oluşmasında etkili olduğunu düşündürmektedir. Yapılan analiz sonucunda arada görülen farklılığın önemli olduğu gözlenmiştir.

 

Çizelge 5. Bireylerin meslek sahibi olma durumlarına göre dağılımı

Meslek 

Sayı

Oran

Memur

1412

39,8

İşçi

578

16,3

Esnaf

962

27,1

Ev hanımı

211

5,9

Emekli

484

10,9

Toplam

3547

100,0

Ki kare

21,360**

Önemli (0.01)

 

Gelir dağılımları bakımından yapılan incelemede elde edilen sonuçlar Çizelge 6’da verilmektedir. Buna göre elde edilen sonuçlar Çizelge 6’da verilmektedir. Buna göre katılımcıların %54,5’inin geliri 2001 ile 4000 tl arasında değişmektedir. En düşük gelir dağılımı oranı 6001 ve üzerinde gelire sahip olanlar olmuştur. Bunların oranı %6.1 olarak gerçekleşmiştir. Ülkemiz gerçeklerine oldukça uygun gözüken bu sonuçlar gelir seviyesine olursa olsun yardım yapma duygusunun her kesime az ya da çok hâkim olduğunu göstermektedir. Yardımsever bir toplum olma özelliğimizi toplumsal bozulmayı tetikleyen çok sayıda etmene rağmen halen daha muhafaza ettiğimizi göstermektedir. Yapılan analiz sonucunda göre arada görülen farklılığın istatistiksel olarak önemli olduğu tespit edilmiştir.

 

Çizelge 6. Bireylerin gelir durumlarına göre dağılımı

Gelir

Sayı

Oran

0-2000

615

17,3

2001-4000

1932

54,5

4001-6000

784

22,1

6001<

216

6,1

Toplam

3547

100,0

Ki kare

28,263**

Önemli (0.01)

 

Katılımcıların yaş dağılımlarına baktığımızda elde edilen sonuçlar Çizelge 7’de verilmektedir. Çizelgeden de anlaşılacağı gibi katılımcıların büyük çoğunluğu (%55,4) 36 ile 55 yaş aralığında bulunmaktadır. En düşük oran ise 25 yaş ve altında bulunanlarda olmuştur (%2,7). Elde edilen sonuçlar yardım algısının bütün yaş gruplarında var olduğu ancak ağırlıklı olarak orta yaş sınıfına hâkim olduğunu göstermektedir. Yoğunluğun arttığı yaşlar arasındaki bireylerin artık belli bir düzen içinde yaşamaya başlamaları ve yaşam şartlarını en iyi şekilde hissetmeye başladıklarından yardım konusundaki algılarında değişiklikler olmaktadır. Elde edilen bu sonuçlar bunu göstermektedir.

 

Çizelge 7. Bireylerin yaşlara göre dağılımı

Yaş

Sayı

Oran

>26

94

2,7

26-35

361

10,2

36-45

945

26,6

46-55

1023

28,8

56-65

673

19,0

65>

451

12,7

Toplam

3547

100,0

Ki kare

32,416**

Önemli (0.01)

 

Yardım yapanların genel olarak gelir seviyelerinde son birkaç yıl içinde herhangi bir değişimin olup olmadığı öğrenilmek istenmiştir. Yardım yapma sayısı ve düzeyi değişimin yönüne göre artma veya azalma eğilimi gösterebilmektedir. Elde edilen sonuçlar Çizelge 8’de gösterilmektedir. Buna göre katılımcıların %64,1’inin gelirinde azalmalar görülmüştür. Bu oldukça büyük bir oranı ifade etmektedir. Yardımseverlerin gelirlerinde yaşanacak azalma daha az yardım yapma ya da yardımdan vazgeçme şeklinde yansıyacaktır. Bireysel olarak önemsiz gibi görülebilen bu davranış değişikliği toplumsal açıdan olumsuz bir gelişmedir. Yardımdan vazgeçenlerin sayılarının artması daha az yardımın yapılması anlamını taşır. Değişim olmadı diyenlerin oranı ise %15,8 olarak belirlenmiştir. Aslında değişimin olmaması miktar olarak bakıldığında azalma anlamına gelir. Oransal olarak bakıldığında ise o zaman değişimin olmadığını söylemek daha gerçekçi olacaktır. %20.1’lik kesim ise gelirinin arttığını ifade etmiştir. Ancak gelirin artması genel anlamda yardımın artması anlamı taşımadığından ve gelirin azalması kadar etkili olmadığından çok anlamlı bir gelişme olarak değerlendirilmemiştir. Yapılan analiz sonucunda arada görülen farklılığın istatistiksel olarak önemli bulunması da aradaki uzaklığı daha net bir şekle sokmaktadır.  Yöneticilerin geliri arttırmadan daha önce gelirin azalmamamsı yönünde çalışmalar yapmaları gerekir. Gelirin artması ile oluşacak etki ile gelirin azalması ile oluşacak etki miktarları aynı olmayacaktır.

 

Çizelge 8. Bireylerin son yıllarda görülen değişimin dağılımı

Değişimin Şekli

Sayı

Oran

Değişim olmadı

562

15,8

Arttı

712

20,1

Azaldı

2273

64,1

Toplam

3547

100,0

Ki kare

25,064**

Önemli (0.01)

 

Yardım yapan herkes yardım yapacağı kişiye ulaşmada farklı yollar kullanıyor. Bu yolları kullanmasındaki en önemli belirteç “güvenirlik” olmaktadır. Bireyler güvendikleri yerlere kendileri götürüp verirken, güvenmedikleri zaman ise yoksula bizzat vermeyi tercih etmektedirler. Yapılan çalışmada katılımcılara yardımı ulaştırmada yoksul bireylere hangi yol ile ulaşırsınız şekilde soru sorulmuştur. Bunun için elde edilen sonuçlar Çizelge 9’da verilmiştir. Çizelge incelendiğinde yoksula ulaşma bakımından bireyler farklı yolları kullanmaktadırlar. Ancak akraba ve arkadaş önerisi ile ulaşma bir miktar daha  (%26.8) ön plana çıkmıştır. Bunu ise resmi kurumlar izlemiştir. Resmi kurumlar olarak her ne kadar resmi bir kurum olmasa bile Kızılay ve Diyanet vakfı gibi kurumlar görülmektedir. Dernekler ve vakıflar olarak ta bazı cemaat ve tarikatlara ait olanlar ile birlikte sosyal sorumluluk kapsamında çalışanlar tanımlanmaktadır. Yapılan analiz sonucunda arada görülen farklılık önemli bulunmamıştır.

 

Çizelge 9. Bireylerin yoksula ulaşma yollarının dağılımı

Yoksula Ulaşma Şekli

Sayı

Oran

Dernekler ve Vakıflar Aracılığıyla

861

24,3

Resmi Kurumlar Aracılığıyla

912

25,7

Arkadaş ve Akraba Önerisiyle

951

26,8

Kendim Buluyorum

823

23,2

Toplam

3547

100,0

Ki kare

1,036

Önemli Değil

 

Yardım yapan bireylerin yardım yaparken karşısındaki kişide nelerin olmasını beklediğini öğrenmek istedik. Elde edilen sonuçlar Çizelge 10’da verilmiştir. Yardım yapanlar yardım yaparken öncelik verdikleri ilk konu dünya görüşü olmuştur. Yaklaşık olarak her iki kişiden birisi buna önem vermektedir. Yardım algısını dini bir davranış olarak görenlerin bu konuya daha çok takıldıkları görülmüştür. Özellikle de Müslüman olmayan yardım yapılmasının kesinlikle günah olacağı algısı yaygındır. Konu ile ilgili olarak “Müslüman olmayanlara yardım yapar mısınız” şeklinde sorduğumuzda %91 oranında hayır cevabını aldık. Bu sonuç yardımın sadece İslam dinine özgü bir davranışmışçasına algılandığı göstermektedir. Hatta bazı yardımseverler biraz daha ileri giderek “benim gibi düşünmeyene yardım yapmam” diyerek özele inmişlerdir. Maalesef bazı cemaat ve tarikatlarda bu tür uç düşüncelerin olduğu bilinmektedir.

Yardım yapacak bireylerin üzerinde durdukları bir diğer kronu da yardımı alan kişinin gerçekten muhtaç olup olmadığıdır. Haklı bir meraktır. Çünkü yardıma ihtiyacı olmayana yardım yapmak demek, aynı zamanda yardıma ihtiyacı olana yardım yapılmaması ya da gereğinden daha az yardım yapılması anlamını taşıyacaktır.  Bir diğer konuda yardım yapılan kurumların güvenirliğidir. Bireyler tanımadıkları kurumlara yardımlarını vermekten çekinmektedirler. Çok iyi bildiklerini düşündükleri yerlere yardımlarını vermektedirler. Bu düşüncenin temeline inildiğinde bireylerin haklı kaygılarının olduğunu görebiliriz. Özellikle daha önceleri yaşanan bazı sıkıntıların ve olumsuzlukların hayatımızı yönlendirdiğini düşündüğümüzde yardım yapılan yerin tanınması düşüncesi haklı bir düşünce olarak görülür. %9,5’lik bir kesim ise yardım için hiçbir şart aramadığını belirtmiştir. Hiçbir şart aramayanlara “neden hiçbir şart aramıyorsunuz” şeklinde sorduğumuzda %65’i cevap vermemiştir. %26’sı ise “insani değerler” nedeniyle olduğunu belirtmiştir.

 

Çizelge 10. Bireylerin yardım verirken dikkat ettikleri ölçütlerin dağılımı

Önem verilen alan

Sayı

Oran

Dünya görüşü

1658

46,7

Gerçekten ihtiyacının olduğuna dair kanının oluşması

915

25,8

Yardım yapılan kurumun güvenilir olması

637

18,0

Hiç bir şart aramam

337

9,5

Toplam

3547

100,0

Ki kare

35,072**

Önemli (0.05)

 

Yardım yapanlar yardım yaparken, öncelikli olarak yardım şeklinin ne olduğu belirlenmek istenmiştir. Elde edilen sonuçlar Çizelge 11’de verilmiştir. Yardım yapanların yardım tercihlerinde önemli farklılıklar bulunmaktadır. En büyük yardım tercihi %37,4 ile nakit olarak para yardımı olmuştur. Bu kişilere “neden para yardımı yapıyorsunuz” şeklindeki sorumuza tamamına yakını “kendi ihtiyaçlarını kendileri alsın” şekilden cevap vermişlerdir. Para yardımından sonra en büyük yardım tercihi yiyecek yardımı oluşturmuştur. Yardımseverlerin %31,4’ü yiyecek vermeyi tercih etmektedir. Bireylerin mutfaklarında kullandıkları temel besin maddelerini alarak ihtiyaç sahiplerine vermeyi daha uygun bulmaktadırlar.  En az tercih edilen ise yakacak yardımı olmuştur. Özellikle yakacak konusunda kaymakamlıkların ve belediyelerin yardım yapıyor olması bu miktarın az olarak görülmesinde etkili olduğunu düşündürmektedir. 

 

Çizelge 11. Bireylerin yardım tercihlerinin dağılımı

Yardım Tercihi

Sayı

Oran

Giyecek

658

18,6

Yiyecek

1113

31,4

Para

1327

37,4

Yakacak

219

6,2

Diğer

230

6,4

Toplam

3547

100,0

Ki kare

19,026**

Önemli (0.01)

 

Yardım yapanların yıl içersindeki yardım yapma sıklıkları öğrenilmek istenmiştir. Bunun içinde yardımı yıl ikinde kaç kez yaptıkları sorulmuştur. Elde edilen sonuçlar Çizelge 12’de gösterilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre yardım yapanların önemli bir kısmı bayram öncesi ve bayramları tercih etmektedir (%88,7). Ancak özellikle Ramazan veya Kurban bayramında yardım konusunda daha ön plandadır. Yılda bir kez yardım yapanların oranı %51.6 olurken, bu oranın %88’i Ramazan bayram’ında yardım yapmaktadır. Sadece %12’si Kurban bayram’ında yardım yaptığını belirtmiştir. Elbette Ramazan ayı dini açıdan önemli bir ay ve bunun manevi etkisi ile birlikte toplumsal hareketlilik bireylerin yardım algısını ve anlayışını büyük oranda yönlendirmektedir. Elde edilen bu sonuçta bunu teyit etmektedirKurban bayramındaki manevi süreç Ramazan bayramındaki kadar yoğun olmadığından, yardım yapma oranındaki düşüklüğün kaynağının bu olduğunu düşündürmektedir.  Hem Kurban ve hem de Ramazan bayramlarında yardım yapanların oranı ise %37,1 olarak belirlenmiştir. Buna göre yardım yapanların dini bayramlarda yardım yapmayı tercih ettiği anlaşılmaktadır. Yıl içinde sürekli olarak yardım yaparım diyenlerin oranı ise %9 olarak belirlenmiştir. %2.3’lük bir kesim ise düzenli olmayan şekilde yıl içinde birden fazla yardım yaptığını belirtmiştir. Özellikle düzenli geliri olmayan esnafların bu şekilde bir yol izledikleri görülmüştür. Ayrıca bazı yardım kuruluşları ile cemaat ve tarikatların sürekli olarak yardım toplamaları bunda etkili olduğunu düşündürmektedir. Bunlara üye olanların ya da olmayanların “Allah Rızası”nı gözeterek yaptıkları yardımların düzensizde olsa sürekliliğini sağlamaktadır. Yardımın nereye gittiği gibi konular çalışmanın kapsamı dışında olduğundan bu konuya girilmemiştir. Yapılan analiz sonucunda farklılığın istatistiksel olarak önemli çıkması da sadece bayramlarda yardım yapılmasının ön plana çıkmasını desteklemektedir.

 

Çizelge 12. Bireylerin yardım sıklıkları dağılımı

Yardım Sıklığı

Sayı

Oran

Bir kez (Ramazan veya Kurban Bayramında)

1831

51,6

İki Kez (Ramazan ve Kurban Bayramlarında)

1316

37,1

Sürekli (Yıl içinde çok sayıda)

319

9,0

Belirsiz aralıklar ile

81

2,3

Toplam

3547

100,0

Ki kare

34,411**

Önemli (0.01)

 

Yoksulluğun sebepleri çeşitlilik arz etmektedir. Kişiden kişiye değişebilen sebepler olabildiği gibi, sosyal ve kültürel yaşam alanlarına bağlı olarak bölgesel değişikliklerde gösterebilmektedir. Bazı yerlerde yoksulluğu kaynağı herkesin bildiği veya kolayca algılayabileceği bir konu olurken, başka bir yerde anlam veremeyeceğimi şekillerde olabilmektedir. Yapılan çalışma örnek büyüklüğü ve alan olarak geniş çaplı olduğundan bu farklılığı görmek istedik. Bunun içinde yarım yapanlara yoksulluğu temel sebeplerini sorduk. Aldığımız cevapların dağılımı Çizelge 13.’de verilmiştir. Buna göre istihdam kaynaklı ya da istihdam yetersizliğinden kaynaklanan işsizlik oranı %41,4 ile en yüksek seviyededir. Bunu ise ilginç bir şekilde dış göçler almıştır. Dış göçlerden kaynaklandığını düşünenlerin oranı ise %36,2 olmuştur.Bu sonuçlar bizlerin derin bir şekilde ancak çok ciddi olarak düşünmemiz gerektiğini göstermektedir. Dış gözler konusunda görüş bildirenlere dışarıdan gelenler kimler diye sorduğumuzda %91’i Suriye’ler derken, %9’u ise Afganlılar olarak ifade etmişlerdir. Son yıllarda uygulanan politikalar nedeni ile dünyanın her ülkesinden ülkemize yoğun bir göç yaşatılmaktadır. Bunu doğal sonucu olarak ta işsizlik artmaya başlamıştır. TÜİK’in 2019 Haziran ayında açıkladığı rakamlara göre resmi işsiz sayısı %15’e ulaşmıştır.  Eğer gerekli ve yeterli tedbirler alınmazsa sayının çok daha artacağını bekleyebiliriz. Türk işçileri çalıştırmak yerine aynı fiyata birden fazla Suriyeli çalıştırmak daha avantajlı görülüyor. Kısa vadede avantaj gibi görülen bu durum orta vadede ayağımıza kurşun sıkmak olacağı yardım severler tarafından belirtilmektedir.

 

Çizelge 13. Bireylerin yoksulluğun kaynağına bakış dağılımı

Yardım Sıklığı

Sayı

Oran

İşsizlik

(İstihdam kaynaklı)

1468

41,4

Eğitimsizlik

416

11,7

İç Göçler

153

4,3

Dış Göçler

1284

36,2

İş Beğenmeme

116

3,3

Diğer

110

3,1

Toplam

3547

100,0

Ki kare

21,962**

Önemli (0.01)

 

Yardım yapanlar yardım yaparken yerli veya yabancı ayrımı yapıp yapmadıkları sorulmuştur. Bu sorunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü eğer yarım yapılmaya başlandıysa toplumsal olarak kopmaların yaşanmaya başlandığını ve sosyolojik olarak ileride bizleri büyük tehlikenin beklediğini söyleyebiliriz. Bu konu için elde edilen sonuçlar Çizelge 14’te verilmiştir. Yapılan yarımlar bakımından öncelikli olarak Türk vatandaşlarının tercih edildiği görülmektedir. Türk vatandaşları tercih oranı %89.9 olarak belirlenmiştir. Bu kişilere “neden” diye sorduğumuzda %71’i devlet tarafından göçmenlere yeterince yardım yapıldığını söylerken, %18’i eş, dost ve akrabalarına vermeyi tercih ettiğini belirtmiştir.

 

Çizelge 14. Bireylerin yardım alan tercihi dağılımı

Yardım Alan Tercihi

Sayı

Oran

Türk vatandaşları

3188

89,9

Göçmenler

305

8,6

Fark etmez

54

1,5

Toplam

3547

100,0

Ki kare

29,801**

Önemli (0.01)

 

Yardım yapanların bu işi genel olarak dini ve vicdani duygular içinde yaptıkları görülmektedir. Görüştüğümüz kişilerin %62’si yardımı dini kaynaklı olarak yaptığını söylerken, %26’sı vicdani olarak ve %10 kadarı ise sosyal sorumluluk gereği cevabını vermiştir. Buna göre dini etkiler toplumumuzda halen daha varlığını sürdürmektedir. Bu gelecek açısından güzel ve umut vericidir. Çünkü her şeye rağmen toplumsal bilinç düzeyinin tam olarak körelmediğini, yavaş ve derinden işlemeye devam ettiğini göstermektedir.



465 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Hava Durumu
Saat