• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Yoksulluk Araştırması-5
16/12/2016

Yoksulluğun Nedenleri

Yoksulluk kişilerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmekten yoksun olmaları hali olarak tanımlanıyor. Ancak sadece ekonomik boyutları ile ilgilenmek ve onu öncelemek doğru bir yaklaşım değildir. Sosyal ve psikolojik olarak ta konu ile ilgilenmek gerekecektir. Hemen herkes adaletin hâkim olduğu bir dünyada yaşamayı arzular. Ancak bunun mümkün olmadığını zaman içeresinde görür.

Yoksulluğun nedenleri konusunda çok sayıda çalışma yapılmıştır. Sonuçlarda farklılıklar olsa bile genel kanı olarak en önemli faktörün bireysel faktörler olduğudur. Bireysel faktörler olarak ta; kişilerin yetersiz kapasiteye sahip olmaları, kendilerini geliştirmek için gerekli olan gayreti göstermemeleri, israf konusunda duyarlı olmamaları ve müsrif bir şekilde yaşanılması, tembel bir hayat sürülmesi ve alkol başta olmak üzere madde bağımlılığı bu tür bireysel fakirliğin başta gelen sebepleri olarak açıklanmaktadır. Bireysel faktörler içerisine eğitimsizliği de katanlar olmaktadır. Eğitim seviyesi arttıkça yoksulluğun azalacağı ifade edilmektedir. Ancak bunun yeterli olmadığını düşünenlerdenim. Eğer kişiler yeterli girişimci ruha sahip değiller ise ve fırsatları değerlendirme konusunda yetersiz kalıyorlarsa ne kadar okurlarsa okusunlar yoksul olmazlar belki ama zengin olmaları beklenmemelidir. Zenginlik ile yoksulluk arasında bir yerlerde varlıklarını sürdürmeye devam ederler.

İkinci olarak ise dışarıdan kaynaklanan faktörlerdir. Bunlar kişilerden kaynaklanmayan ülkelerin sosyal ve ekonomik yapılarının sonucu olarak gelişen etkilerdir. Gelir dağılımındaki bozuklu bunun en önemli belirleyicilerindendir. Kişilerin gelirlerinin çok düşük olması ve fırsat eşitsizliğinin olması da dışarıdan kaynaklanan faktörler olarak değerlendirilmektedir. Gelir dağılımın son yıllarda ciddi olarak bozulduğu ülkemizde fakirliğinde arttığı görülmektedir. Özellikle ilk %20 ile son %20 arasındaki farklılık artık önlenemez bir şekilde artmıştır. Buna ek olarak gelir adaletsizliği eklenmiş ve yoksullaşma artmıştır. Elbette yoksulluk kültürü bazı yönetimler tarafından özellikle istenmektedir. Bunun temel sebebi ise yoksul kesimler ne kadar çok olursa “yoksulluk yönetimi” adı ile oluşturulan bir yönetim kültürü ile bu kişileri istenildiği şekilde yönetmek istenebilir. Aslında burada yapılan para ile kişilerin kimliklerini, kişiliklerini ve karakterlerini kısaca her şeylerini yardım karşılığın da almaktan ibarettir. Ancak dediğimiz gibi dünyanın pek çok ülkesinde iktidarların kullandığı bir yönetim şekli olarak karlımız çımaya başlamıştır.

Üçüncü olarak ise kadercilik gelmektedir. Yoksulluğun bir kader olduğu ve bunun yaşanılması ve kabul edilmesi gereken bir yazgı olarak düşünenlerin yaşadıkları yoksulluktur. Bu tip kişilerde yoksulluk artık kronik hale gelmiştir. Yoksulluğun önüne geçmeye çalışmak Allah’a isyan etmekle aynı kabul edilebilmektedir. Yanlıştır ama bu tür düşüncelere sahip olanlar az da olsa vardır. Bu kişiler başkalarını bu konuda suçlayabilmektedirler. Sizin kadercilik konusundaki tutumunuz onlar için “dinsizlik” olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle bu tür kişiler ile iletişime geçilirken dikkatli olunması faydalı o9lacaktır.

Dördüncü olarak ise ülkede adaletin kalmamasıdır. Adaletsizliğin yoksulluğu desteklediği belirtilmektedir. Özellikle liyakate dikkat edilmeden adam kayırmacılığın ön plana çıkması, hak edene hakkının verilmemesi ve görüşe göre adam seçilmesi gibi kriterler hep adaletin olmamasından kaynaklanmaktadır. Adalet olmadığında hak aranacak bir makam da olmadığından adaletsizlik haksızlığı haksızlıkta adaletsizliği destekler. Böylece kısır döngü oluşur ve böylece toplumları yer bitirir.

Hükümetlerin verimsizliği de yoksulluğun kaynağı olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Hükümetler yönettikleri toplumların sağlıklı bir şekilde geleceğe taşıyabilmek için planlamalar yaparlar. Eğer önceden beklenmeyen ya da beklenen sıkıntılar yaşanacaksa bunlar için tedbirler alır. Eğer tedbir almaz ya da alamazsa bu durumda bazı kesimlerde yoksullaşma artarken bazı kesimler de ise zenginleşme artar. Sonuçta yoksulluk bir kültür olarak çözülemeyecek şekilde derinleşir. Hükümetlerin beceriksizliğini halk yoksullaşarak çekmek zorunda kalır.

Bir diğer yoksulluk kaynağı da sömürü düzeninin yaşatılmasıdır. Özellikle bazı büyük ülkeler bazı ülkelerin kaynaklarını en ucuz miktarda hatta mümkünse parasız bir şekilde almak isterler. O ülkelerin batmasını istemezler. Ancak yükselmesini de istemezler. Onlar için sürünmeleri ve karınlarını ancak doyurmaları yeterlidir. Sömürü düzeni oldukça yoksulluk artar. Yoksulluk arttıkça da kara verme yeteneğinden mahrum olanlar için sömürü de etkisi artırarak devam eder.

 



495 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Hava Durumu
Saat