• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Fakirleştirme Gayretleri
17/10/2015

Ülkeler eğer yöneticileri hain değil ya da başka planları yoksa genel olarak ülkede yaşayan insanların refah düzeylerini artırıcı çalışmalar yürütürler. Böylece gelir seviyesi dengeli bir şekilde artan insanların yaşam kaliteleri artmaya başlar. Yaşam kaliteleri artan toplumlarda da huzur hakim olur. Böylece devletler çoğu şeyden tasarruf etmiş olurlar. Çünkü sorun çıkarabilecek kişilerin sayıları azalır. Bunlarla da zaten kolay bir şekilde mücadele edilebilir. Eğer bu şekilde bir devlet yönetimi olmaz ve yöneticiler kendilerine çalışırlarsa ülke kelimenin tam anlamı ile kaos yaşamaya mahkum olur. 

Sömürülen ülkelere bakıldığında genel olarak doğal kaynaklar bakımından oldukça zengin olan ancak yetişmiş insan kaynağı olarak bir o kadar fakir olan İslam ülkeleridir. İslam ülkelerinin yöneticilerinin gerçek anlamda ülkeleri için çalıştıklarını söylemek pek mümkün değildir. Bu ülkelerin yöneticileri ve üst düzey bürokratları zenginleştikçe halk daha fazla fakirlikle yüz yüze gelmektedir. Fakirleşen halk ise kendisine uzanan ellerin nereden ve nasıl geldiğine dahi bakmadan almak istemektedir. Sadece almaya alıştırılan halk ise maddi ya da manevi düşünce kalmadan daha fazla lamaya odaklanmaktadır. Böylece aslında zaman içerisinde yöneticileri zengin ancak halkı fakir İslam ülkeleri sömürgecilerin yönlendirmeleri ile halkı daha fakir yöneticileri daha zengin bir konuma gelmektedirler.

Aslına bakılırsa burada en büyük suç İslam ülkelerindedir. Çünkü din olarak her ne kadar İslam’ı seçseler de uygulama olarak İslam’ı anlamadıkları yada gerçekte yaşamak istemedikleri anlaşılmaktadır. Fakirlik ve ekonomik zorluklar bu ülkelerde yaşana Müslüman toplumu İslam’ı yaşamasına engel olmaktadır. Bunu derken şunu kastediyoruz. Fakirleştikçe daha çok dini hareketlere katılmak zorunda kaldığını düşünen insanlar katıldıkları İslami toplulukların ya da cemaatlerin gerçek anlamda Müslüman olup olmadıklarını hiç araştırmamaktadırlar. Böylece fakirliğin vermiş olduğu eziklik psikolojisi ve bu psikolojiyi aşmak için kullanılan mensubiyet duygusu ile insanlar kullanılmaya başlanmaktadır. Fakirleştikçe bir yerlere bağlanan ancak bağlandıkça hem madden ve hem de manen daha çok fakirleşen topluluklar haline getirilmektedirler. Zaman içerisinde oluşan bu kısır döngü artık içinden çıkılmaz bir hale gelmektedir.

Elbette sadece bu yönü ile fakirleştirmeye bakmak doğru değildir. Aynı zamanda zenginlerinde bu tür gruplara katıldıklarını görebilmekteyiz. Bunun nedeni ise gerçekten hizmet etmek olabildiği gibi çoğunluğu kazandıkları paraları nasıl kazandıklarını çok iyi bildiklerinden o paralara af getirerek vicdanen rahatlama gayretinden öteye geçmez. Elbette samimi ve bu konuda gerçek anlamda inanmış kişiler bunun dışındadır. Ancak bunların sayılarının da çok olmadığını maalesef biliyoruz.

Peki, insanlar neden fakirleştirilirler. Bunun cevabı siyon protokollerinde mevcuttur. Bu protokollerde denir ki, günlük ekmek ihtiyacı Yahudi olmayanları sakin kalmaya zorlar ve onları bizim için aciz hizmetkârlarımız yapar. Buradan şunu açık ve net bir şekilde anlayabiliyoruz; fakirlik nedeniyle başkalarına bağlı olan kişilerde özgürlüklerini yitirirler. Özgür olmaya insanlara her şeyi yaptırabilirsiniz. Özgür olmayanda din duygusu olamaz. Çünkü insanların dini yaşayabilmeleri için özgür ve akıl sahibi olmaları gerekir. Bunlardan birisi yoksa zaten oturup konuşmaya gerek dahi yoktur.

Fakirleştirme politikaları bir anlamda bilinçli olarak yapılan ve ülkelerdeki yöneticilerin aktif olarak kullanıldığı bir projeden ibarettir. Çünkü öylesine bir ortam hazırlanmaktadır ki hemen her şey maddi imkânlar ile ölçülebilmektedir. Yeterli derecede maddi imkânınız yoksa zaten sadece karın doyurabilmenin ya da geçimimizi ancak sağlayabilmenin peşinde koşarız. Buda gelişmemizi, öğrenmemizi, ilerlememizi ve dinimizi yaşamamıza engel oluşturur. Günümüzde özellikle İslâm ülkelerinde kişilerin gelir seviyelerinin sürekli olarak azalmasının tek sebebinin ekonomik problemler değildir. Bunun yanında en önemlisi, ülkeleri yönetenlerin bilinçli olarak gelir düzeyinin düşmesine yol açacak uygulamalara başvurmalarıdır.



1196 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.439832.5698
Euro34.502534.6407
Hava Durumu
Saat