• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Ufuk KARADAVUT
Gelir Dağılımı Ve Yoksulluk İlişkisi
04/01/2019

Türkiye gelir dağılımı bakımından en tartışmalı dönemlerinden birisini yaşıyor. Birileri gelir dağılımı bakımından en iyi dönemde olduğumuz söylerken, birileri de en kötü dönemi yaşadığımızı söylemektedir. Hangisi doğrudur bir şey söylemek zor. Ancak şunu söyleyebiliriz ki ne kötülendiği kadar kötü, ne de iyilendiği kadar iyi durumdadır. Sıkça tartışılıyor olması ise aslında konu ile ilgili olarak bir huzursuzluğun olmaya başladığını göstermektedir. Gelir dağılımındaki bozulma aynı zamanda yoksulluğun artmasını da beraberinde getirici etki yapacağından dikkat edilmesi gerekir. Özellikle uygulanmaya çalışılan ekonomik ve sosyal politikaların yoksulluğu daha belirgin hale getirmesine izin verilmemesi gerekir. Ekonomik boyut sosyal boyutu doğrudan etkileyeceği için daha dikkatli olunması önerilmektedir. Özellikle kişi başına düşen milli gelirdeki dengesizlik ve azalma sadece bireysel yoksulluğu değil aynı zamanda bölgesel yoksulluğu da tetikler.

Gelir dağılımında gözlenen kötüleşme ekonominin çok farklı alanlarını etkiler. Bunun gibi çok farklı faktörlerde yaşanabilecek olumsuzluklarda gelir dağılımını etkileyecektir. Genel olarak ise bunların sonucunda toplumsal yapıda bozulma ve ciddi bir yoksullaşma hareketi gözlenir. Çünkü gelir dağılımındaki eşitsizliğin artışı dağılımın bozulduğunun göstergesidir. Gelir dağılımı kavramını incelerken yoksulluk kavramını göz ardı edemeyiz. Çünkü genel olarak gelir dağılımındaki bozulma her zaman için en yoksul ve en zenginleri etkiler. Gelir dağılımı toplumun bütününü ilgilendirmektedir. En zenginler biraz daha zenginleşirken, en fakirler biraz daha fakirleşir. Buna ek olarak yoksul sayısında da ciddi artışlar gözlenir. Bu nedenle gelir dağılımını etkileyen faktörlerin yoksulluğu da etkileyen faktörler olarak değerlendirilmesi yanlış olmayacaktır.

Gelir dağılımındaki bozulmanın en önemli sebebi ülkenin içinde bulunduğu makro ekonomik koşulların kötüleşmesi ve ülkenin gelişim ve değişim performansının bozulmaya başlamasıdır. Bu durumda şunu ortaya koymak gerekiyor; yoksulluğu doğrudan etkileyen faktörler nelerdir. Bunlar;

-  Üretim faktörlerinin durumu; üretim faaliyetinde kullanılan her türlü argumanın üretim durumu, maliyetler ve fiyatlarının dağımı önemlidir.

-  İşgücünün durumu ve dağılımı; özellikle işgücünü oluşturan kesimin iş gücü piyasasındaki yeri ve konumu etkilidir.

-   Eğitim seviyesi ve bu seviyenin işgücü piyasasını nasıl etkilediğinin bilinmesi yoksulluğun ne boyutlarda olduğunun tespit edilmesinde önemli bir gösterge olarak değerlendirilebilir.

-  Ülkenin sahip olduğu ve kazandığı servetin nasıl dağıtıldığı ve dağıtımın dengeli olup olmadığı da yoksulluk açısından önemlidir.

-  Ülkenin demokratik hukuk devleti olabilmesin en önemli göstergesi sosyal kuralların varlığı ve bunların gerçek anlamda uygulanabilirliğidir. Ne kadar kural ve düzenleme yapılırsa yapılsın uygulamaya konulmadığı sürece çok bir anlamı olmayacağı gibi etkisi de olmayacaktır. Sosyal kurallar adaletin ve kurumsallaşmanın ya da devlet olmasın temel özelliklerindendir. Özellikle sosyal devlet kavramı kurumlar ve kurumların işlerliği ile ilgilidir.

-  Bütün bunların dışında ülkenin içinde bulunduğu duruma aykırı olarak ani gelişen olaylar ve ani alınan kararlar etkili olabilmektedir. İç savaşlar, ayaklanmalar, darbeler, olağanüstü hal durumları, dış müdahaleler ya da farklı bir ülke ile olan savaş hallerinde alınacak olan kararlar genel olarak gelir dağılımını bozucu etki yapabilir. Çünkü ülke yönetimi öncelikli olarak geleceğini korumanın peşinde olacağından gelir dağılımı başta olmak üzere yoksullaşmayla çok ilgilenemez. Eğer bu müdahalelerin süresi kısa olursa toparlanma hızlı olur. Toplumun büyük kemsini çok etkilemez. Ancak uzun sürerse o zaman etkisi çok büyük olabilir ve gelir dağılımında ciddi bozulmalar yaşanabilir. 

-  Ayrıca dünya ekonomisinde yaşanabilecek olan büyük çaplı kötüleşmeler ya da çalkantılar küresel ekonomik yapının bir parçası olan ülkemizi de doğrudan etkileyecektir. Belki hemen olmasa bile zaman içerisinde olumsuz etki toplumun bütün kesimlerine işleyecektir.

-  Bunların dışında ülke içinde yaşanabilecek ekonomik krizler, yüksek enflasyon, düşük üretim, yüksek işsizlik,  stagflasyon ve benzeri durumlarda da yoksulluğun arttığı ekonomik bir gerçektir. Ekonomik göstergelin bozulmaya başlaması demek gelirin düzensizleşmesi ve zaman içerisinde de gelir dağılımının bozulması anlamına gelir. Sonuç olarak ise yoksullaşma hızlanır. 

-  Özellikle gelişmekte olan ülkelerin üzerinde durduğu özelleştirme işinin dengeli bir şekilde yapılması önemlidir. Çünkü dünya genelinde yaşanan tecrübelere göre özelleştirilen yerlerdeki çalışanlar en kısa sürede buralarda artık çalışamaz hale gelmektedirler. Özelleştirme yapılırken “ne olursa olsun” mantığından ziyade toplumsal dokunun bozulmasına izin verilmeden yapılmasına dikkat edilmelidir. Düzensiz ve gelişi güzel yapılan özelleştirmeler yoksulluğun artışında önemli etki yapabilirler. Çünkü işsiz kalan birisi sadece kendisini etkilemez. Beraberinde ailesi, komşuları, alış-veriş yaptığı yerleri etkiler. İşsiz sayısı arttıkça kelebek etkisi de artar ve durum daha da kötüleşir.

Dünya para fonu İMF verilerin göre dünya geneli ülkelerindeki 2017 yılı mili gelir dağılımları aşağıdaki çizelgede verilmektedir. Çizelge incelendiğinde ilk on ülkenin yıllık 60 000 dolar ile sıralandığı görülmektedir. Lüksemburg 120 061 dolar ile ilk sırayı alırken, 86 835 dolar ile İsviçre ikinci sırada ve 84 675 dolar il ise İzlanda üçüncü sırada yer almıştır. Amerika Birleşik Devletleri ise 620150 dolar ile dokuzuncu sırada yer almıştır. Gelişmiş ülke olarak kabul edilen diğer bazı ülkeleri durumlarına bakıldığında ise dünyanın en modern ve çağdaş ülkesi olarak kabul edilen İsveç 58 348 dolar ile 12. sırada yer almıştır. Avrupa Birliği’nin temeli oluşturan iki ülkeden birisi olan Almanya 50 842 dolar ile 17. sırada yer alırken, 44 393 dolar ile Fransa 21. sırada yer almıştır. 44 177 dolar ile İngiltere (Birleşik Kırallık) 23. sırada yer almıştır. Ekonomik açıdan çöktüğü ve iflas ettiği ifade edilen Yunanistan ise 21 144 dolar ile 43. sırada yer almıştır. Türkiye ise 11 114 dolar ile 193 ülke arasından 68. sırada yer almıştır. Daha önceli yıllarda durumumuz daha üst sıralarda yer alıyordu. Ancak son üç yılda ciddi olarak düşüş görülmüştür.

Sıralamadaki her bir basamak değerindeki azalma ülkelerdeki vatandaşların milli gelirden aldıkları payın azaldığını göstermektedir. Milli gelirden alına payın azalması ise halkın yoksullaşmaya başladığını gösterir. Ülkemizin 40’lı sıralardan hızlı bir şekilde 68. sıraya düşmesi milli gelirden alınan payın hızlı bir şekilde azaldığını göstermektedir. İMF tarafından her yıl verilen bu liste aslında ülkeler için erken uyarı niteliği taşımalıdır. İyi durumda olanlar durumlarını korumak, kötü durumda olanlar durumlarını iyileştirmek ve kötüye gidenlerin ise kendilerini gözden geçirerek uyguladıkları sosyal ve ekonomik kararları yeninde gözden geçirmeleri gerektiğini vurgular. Yıllara göre uygulanan politikalar bakımından ülkelerin sıralamalarında çok ciddi değişikliklerin olmaması beklenir. Ancak çok özel durumlar hızlı düşüşü ifade eder. Ülkemizin son 3 yılda hızlı düşüş göstermesinin dikkatlice incelenmesi gerekir. Bunda büyük olasılıkla Suriye’den ülkemize gelen sığınmacıların etkilerinin olduğu söylenebilir. Çünkü kayıtlı 4 milyon civarında ancak kayıtsız 6 milyon olduğu ifade edilen bu kişilerin bütün masrafları milli gelirden karşılanmaktadır. Böylece, Türk vatandaşları milli gelirden daha az pay alarak sığınmacılar için fedakârlık yapmaktadırlar. 

Çizelge 1. Ülkelere göre milli gelir durumu (ABD doları)

Sıra Numarası

Ülke

Milli Gelir

1

Lüksemburg

120,061

2

İsviçre

86,835

3

İzlanda

84,675

4

Makao SAR

83,844

5

Norveç

82,711

6

İrlanda

80,641

7

Katar

66,202

8

Danimarka

63,83

9

Amerika Birleşik Devletleri

62,152

10

Singapur

61,767

11

Avustralya

59,655

12

İsveç

58,345

13

Hollanda

55,185

14

Avusturya

53,764

15

Finlandiya

52,422

16

San Marino

52,033

17

Almanya

50,842

18

Belçika

49,272

19

Hong Kong SAR

48,829

20

Kanada

48,466

21

Fransa

44,934

22

Yeni Zelanda

44,639

23

Birleşik Krallık

44,177

24

İsrail

42,115

25

Japonya

40,849

26

Birleşik Arap Emirlikleri

39,484

27

İtalya

35,914

28

Brunei Sultanlığı

33,233

29

Kore

32,775

30

Bahamalar

32,715

31

İspanya

32,559

32

Malta

31,848

33

Porto Riko

31,292

34

Kuveyt

29,880

35

Kıbrıs

28,682

36

Slovenya

27,536

37

Tayvan, Çin’in bölgesi

25,977

38

Bahreyn

25,547

39

Portekiz

24,237

40

Çek Cumhuriyeti

23,750

41

Estonya

23,610

42

Suudi Arabistan

22,650

43

Yunanistan

21,144

44

Slovak Republic

20,508

68

Türkiye

11 114

 

Birde bu sıralamayı Gayri Safı Milli Hâsıla olarak değerlendirmek gerekir. Gayri safi milli hasıla değerleri en yüksek olan ülkelerin sıralaması Çizelge 2’de gösterilmiştir. Çizelge incelendiğinde milli gelire göre büyük değişikliklerin olduğu görülmektedir. 

 

Çizelge 2. Gayri Safi Milli Hasılası En Yüksek Ülkeler (ABD Doları)

Ülke Sırası

Ülke

GSMH

1

Amerika Birleşik Devletleri

20,412

2

Çin

14,092

3

Japonya

5,167

4

Almanya

4,211

5

Birleşik Krallık

2,936

6

Fransa

2,925

7

Hindistan

2,848

8

İtalya

2,181

9

Brezilya

2,138

10

Kanada

1,798

11

Rusya

1,719

12

Kore

1,693

13

ispanya

1,506

14

Avustralya

1,500

15

Meksika

1,212

16

Endonezya

1,074

17

Hollanda

945

18

Türkiye

909

19

Suudi Arabistan

748

20

İsviçre

741

21

Arjantin

625

22

Polonya

614

23

Tayvan, Çin’in bölgesi

613

24

İsveç

600

25

Belçika

562

26

Tayland

483

27

Avusturya

477

28

Norveç

443

29

İran İslam Cumhuriyeti

418

30

Birleşik Arap Emirlikleri

411

31

Nijerya

408

32

İrlanda

385

33

İsrail

373

34

Güney Afrika

370

35

Danimarka

36

36

Malezya

364

37

Hong Kong SAR

364

38

Singapur

349

39

Filipinler

332

40

Kolombiya

327

41

Pakistan

324

42

Finlandiya

289

43

Bangladeş

285

44

Şili

280

45

Mısır

253

46

Çek Cumhuriyeti

251

47

Portekiz

248

48

Romanya

245

49

Vietnam

240

50

Peru

231

 

GSMH’da durumun milli gelire göre ciddi olarak değiştiği görülmektedir. Bu özellikte 20 412 dolar ile Amerika Birleşik Devletleri ilk sırada yer almıştır. En yakın rakibi olan Çin ise 14 092 dolar ile ikinci sırada yer almıştır. Üçüncü sıradaki Japonya ise 5 167 dolar olarak gerçekleşmiştir. Görüldüğü gibi ilk üç ülkenin değerleri arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Ancak bundan sonraki ülkelerin GSMH değerleri arasındaki farklılık gittikçe küçülmektedir. Diğer bir deyişle ülkelerin benzerlikleri artmaya başlamaktadır. Türkiye bu listede 909 dolar ile 18. sırada yer almıştır. Milli gelirden alınan pay ile GSMH arasındaki bu farklılık dikkat çekicidir. Burada şunu belirtmekte yarar görmekteyiz. Çizelge’de verilen milli gelir dağılımı aslında çok gerçekçi bir dağılım değildir ve oldukça yanıltıcıdır. Çünkü hesaplama yapılırken yıllık bazdaki milli gelir (11 114 dolar) aylara bölündüğünde 916 dolar olmaktadır. Bunu günümüzün dolar fiyatı ile çarptığımızda 916*5,35 = 5816,6 Türk lirası olarak gerçekleşmiş olmaktadır.  Yani ülkedeki her vatandaşın cebine her ay 5816,6 TL para girdiği anlamını taşımaktadır.

Bu gerçekten böylemidir diye sorduğumuzda bunun böyle olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Burada sıkıntı olan ülke içindeki Birayların gelir durumlarına bakılmaksızın hepsi aynı sepete konularak ortalama değerleri alınmaktadır. Diğer bir deyişle ülkemizde aylık 20 000 TL alan ile aylık 1600 TL alan kişiler aynı alınarak toplanıp ortalamaları alınmaktadır. Böyle olunca de aslında olması gerekenin çok üzerinde rakamlar çıkmaktadır.  Bu da bizleri yanıltmaktadır. Daha önemlisi aslında var olan yoksulluğun görülmesini engellemektedir. Çünkü bu değerler ortamla olduğundan düşük gelir grubunu yükseltmektedir. Yüksek gelir grubunu düşürmektedir. Ancak yüksek gelir grubu değerinin düşmesi düşük gelir grubu değerinin artması kadar etkili olmamaktadır. Çünkü zengin daha zengin ve fakir daha fakir olsa da veriler yansımayacağından yapılacak olan değerlendirmeler de yanlış ve yanlı olacaktır. Daha somut bir şekilde ifade etmek gerekirse, sizin ailenizde 4 kişi yaşıyor ise her ay aileniz 5816,6*4 = 23266,4 TL giriyor demektir. Bunun ne kadar gerçek dışı olduğunu söylemeye gerek yoktur.

IMF verilerine göre, Dünya genelinde kişi başı en düşük milli gelire sahip olan ülkeler Çizelge 3’de verilmektedir. Bu ülkelerin GSMH değerlerine bakıldığında genel olarak milli gelir bakımından yoksul olan ülkelerin Afrika ülkeleri olduğu görülür. Kişi başına düşen milli geliri en düşük ülke olarak 250,381 dolar olarak Malavi’de tespit edilmiştir. Bu ülkeyi ise 330,124 dolar ile Burundi izlemiştir. Milli gelir azaldıkça yoksullukta buna bağlı olarak azalmaktadır. Listenin sonunda ise 1103,540 dolar ile Kamboçya olmuştur. Aslında bu ülkelerin bu kadar düşük milli gelire sahip olmalarının asıl sebebi ülke içinde belli bir zengin sınıfın oluşmaması ve zenginleşenlerin ise ülke dışına hızlı bir mal varlığı transferi işine girmeleridir.

 

Çizelge 3. Kişi Başı En düşük Milli Gelire Sahip Olan Ülkeler (ABD Doları)

Sıra

Ülke

Kişi Başı Milli Gelir($)

GSMH($)

1

Malavi

250.381

4.408

2

Burundi

330.124

3.037

3

Orta Afrika Cumhuriyeti

368.096

1.731

4

Kongo Demokratik Cumhuriyeti

411.914

32.665

5

Madagaskar

475.350

11.188

6

Gambiya

476.205

0.918

7

Nijer

484.368

8.290

8

Liberya

495.138

2.073

9

Etiyopya

547.981

49.857

10

Eritre

592.042

3.870

11

Gine

593.657

6.770

12

Gine-Bissau

598.625

1.040

13

Mozambik

626.268

16.590

14

Uganda

685.750

26.086

15

Gitmek

691.425

4.838

16

Mali

692.986

12.043

17

Afganistan

693.921

21.706

18

Nepal

698.592

19.637

19

Ruanda

721.202

8.002

20

Burkina Faso

767.844

13.382

21

Tanzanya

768.270

36.620

22

Haiti

852.584

8.919

23

Sierra Leone

868.227

5.411

24

Benin

872.055

9.237

25

Komorlar

998.062

0.722

26

Zimbabve

1036.051

13.739

27

Güney Sudan

1044.644

11.893

28

Senegal

1092.258

15.881

29

Tacikistan

1102.862

9.156

30

Kamboçya

1103.540

16.899

 

Gelir dağılımı bir ülkenin ekonomik olarak nerelerde olduğunu bize yaklaşık olarak açıklayabilir. Ancak yoksulluğun seviyesini bizlere asla net olarak vermez. Gelirin yüksek olması o ülkede yoksulluğun az olduğunu göstermeyecektir. Özellikle Suudi Arabistan, Katar  ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde gelir çok yüksektir. Ancak bu zenginlik sadece birkaç aşiret reisinin   elinde toplanan petrol kuyuları ya da doğal gaz rezervlerinden kaynaklanan zenginliktir. Asla gerçek anlamda bir zenginlikten ya da varlıktan bahsedilemez.

 

 



619 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı - 26/12/2022
Virüs fırtınasından sonra Enfeksiyon saldırısı
Sıfır Emisyon Mümkün mü? - 14/12/2021
Sıfır Emisyon Mümkün mü?
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi - 01/07/2021
Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi - 15/06/2021
Salgın Hastalıkların Kısa Tarihi
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine - 02/06/2020
Kitlesel Yokoluşlar Üzerine
Yoksulluk Algısı Araştırması-3 - 09/01/2020
Yoksulluk Algısı Araştırması-3
Tarım Kredi Raporu - 16/12/2019
Tarım Kredi Raporu
Tarımsal Alandaki İddialara Dair... - 26/11/2019
Tarımsal Alandaki İddialara Dair...
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı - 26/11/2019
Kaçak Zeytinyağı Yerli Zeytinyağı Savaşı
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Hava Durumu
Saat