• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Uluğ TÜRKERİ
ulugturkeri@gmail.com
Paketi Eleştirenlerin Gerekçeleri
13/01/2017

Onsekiz Maddelik Anayasa Değişiklik Teklifine Karşı Olanların Gerekçeleri Zamanlama uygun değil İçte ve dışta pek çok problemlerle boğuştuğumuz bu dönemde  birliğe ve beraberliğe veü  ordumuzun, emniyet teşkilatımızın, adalet sistemimizin veü diğer kurumlarımızın güçlendirilmesi gibi öncelikli konulara ağırlık vermeye ihtiyacımız var. Anayasa değişikliği teklifinin gündemde kalması, tartışılması, şayet TBMM’de onaylanırsa referanduma götürülmesi insanımızı kamplara bölecek,ü  Ülke gündemini meşgul edecek ve acil problemlerimizinü çözümünü geciktirecektir. Oysa tartışılan 18 maddelik değişiklik teklifi yerine, önceki dönemde partilerin mutabakata vardıkları değişiklik önerileri gündeme getirilseydi, böyle bir teşebbüs bekli de toplumumuzun ayrışması yerine kaynaşmasına, birlik ve beraberliğe yardımcı olunacaktı.

Mevcut Anayasası’nın ilk dört maddesinin değiştiril ememezlik ilkesi sade bu maddeleri değil, bu maddelerde dile getirilen ilkeleri kapsar

Devletin şekli MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

            II. Cumhuriyetin nitelikleri MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

            III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara’dır.

            IV. Değiştirilemeyecek hükümler MADDE 4- Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.  Yukarıdaki dört maddenin ilkeleri, Anayasanın herhangi birü maddesi ile değiştirilemez. 3 Mevcut anayasadaki sistemi demokratik yapan, egemenliğinü gerçekten millette olduğunu gösteren unsur, güçlerin (yasama, yürütme ve yargının) birbirini denetleyebilme gücüdür, yeteneğidir. Bu güçler tek bir elde toplanırsa orada artık demokratik cumhuriyetten bahsedilemez.

            Mevcut Anayasası’nın  7’nci maddesinde belirtilen “Yasama yetkisi Türk Milletiü adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.”,  8’inci maddesindeki “Yürütme yetkisi ve görevi,ü Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.” ve  9’uncu maddesinde hükme bağlanan “Yargı yetkisi, Türkü Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.” ifadelerinin gerekçesi, bahsedilen kuvvetler ayrımıdır. Getirilen anayasa değişikliği teklifiyle,  Cumhuriyetin niteliklerine aykırı biçimde "yürütmedeü tekleşme, devlette tekelleşme",  hükümet sistemi değişikliği değil, demokratik cumhuriyetin,ü yani rejimin değiştirilmesi amaçlanmaktadır.  Fiili durumun anayasaya uydurulması, anayasal düzeninü sağlanması yerine, fiili duruma uygun bir anayasa oluşturma amaçlanmaktadır.

            Netice olarak  Getirilen değişiklik teklifinde, ilk üç madde şeklenü değiştirilmemiş gibi görünse de bu maddelerde zikredilen “demokratik ve hukuk devleti” ilkesi ile demokrasilerin olmazsa olmazı olan “kuvvetler ayrılığı ilkesine“aykırı düzenlemeler söz konusudur.  Partili cumhurbaşkanlığı ile yasama (TBMM), HSYK’daü yapılan değişikliklerle yargı yürütmenin kontrol altına alınmakta,  Meclis'in yetkilerinin önemli bir kısmını "Cumhurbaşkanı"naü aktarılarak yasamaya müdahale edilmekte.  Neticede Anayasa Değişikliği Teklifi “kuvvetler ayrılığı”ü yerine "Cumhurbaşkanı"nda birleşen bir güçler birliği (Güçlerin "Cumhurbaşkanı"nda birleşmesi durumunu) sistemini hedeflemektedir. Teklifin “Genel Gerekçe” bölümünde dile getirilen hususlar gerçekçi değil Geçmişte vesayetçi anlayışla anayasaların yapıldığını ileri sürmek  1995, 2001 ve 2010 anayasa değişiklikleri için anlaşılır gibiü değildir.  1924 Anayasası'nı yapan, çok büyük bir bölümü İstiklalü Harbi'mizin mimarı olan Meclis'in üyelerine de hakaret eden bir tutum sergilemektir.

            Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Yetkisi Verme Değişiklik teklifi, Cumhurbaşkanına devletin biçimini istediğiü gibi belirleme imkânı vermekte. "İdarenin Kanuniliği" ilkesini ortadan kaldırmakta, kanunların yerini Cumhurbaşkanı yetkileri ve kararnameleri almaktadır.  Cumhurbaşkanı, TBMM ile arasında çatışma olmasıü durumunda Meclis'e kalan azıcık imkânı ortadan kaldırmak istediğinde Ülkeyi kolayca olağanüstü hal yönetimine geçirebilecektir.  Olağanüstü hallerde çıkartılan Cumhurbaşkanlığıü kararnameleri Meclis'e sunulmadığı takdirde bir ay boyunca kanun etkisi üretebilecek, sonra kendiliğinden yürürlükten kalkacaktır.  Cumhurbaşkanı, verilecek aşağıdaki kararname çıkarmaü yetkilerle adeta devleti yeniden kurabilecektir. Bu yetkileri:  "Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri veØ yetkileri ile teşkilat yapısı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir."  "Merkezî idare kapsamındaki kamu kurum veØ kuruluşlarının; kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir".  "Üst düzey kamu görevlilerinin atamalarına ilişkin usul veØ esaslar Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir".

            Tek adam rejimi  Başbakan ve Bakanlar Kurulunun kaldırılmasının,ü  bugünkü anlamıyla bakanların ve Bakanlar Kurulu'nunü olmamasının,  yürütme yetkisinin tek başına yetkili ama sorumsuz, hesapü vermeyen ve denetlenmeyen bir Cumhurbaşkanı'na verilmesinin hukuk ve siyaset bilimi alanında karşılığı tek adam rejimidir. Cumhurbaşkanı Yardımcılarının ve Bakanların belirlenmesi  Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanlarıü atayacak ve görevlerine son verecek. Cumhurbaşkanı üst düzey kamu yöneticilerini atayacak, görevlerine son verecek ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenleyecek.  Atamayla gelen Cumhurbaşkanı yardımcıları, seçilmişü Cumhurbaşkanı'na vekalet edebilecek, olası boşalma durumunda seçim yapılana kadar olası boşalma durumunda seçim yapılana kadar Cumhurbaşkanı bile olabileceklerdir.  Bakanlar Meclis'e karşı değil, Cumhurbaşkanı'na karşıü sorumlu olacaktır.  Bu esnada milli iradenin merkezi olan TBMM'nin herhangiü bir onaylama ve güvenoyu yetkisi bulunmamaktadır (Oysa Demokratik bir Başkanlık sisteminde Başkan'ın tüm atamaları Senato onayına tabidir).

            Getirilmek istenen değişiklikle Bakanları ve Bakanlarü Kurulu'nu denetleme hak ve yetkisi, TBMM’nin elinden alınmaktadır. Meclis'e hesap verme söz konusu değildir. Denetlemenin en önemli unsurlarından gensoru kurumu kaldırılmıştır. Yaşanması olası tıkanma ve krizler  Cumhurbaşkanı, Bakanlıkların sayısını istediği gibi takdirü edebilecek,  "Bakanlıkların Kuruluş Kanunu" diyeceğimiz kanunlar yerineü kararnameyle yani tek kişinin imzasıyla ve dilediği gibi Bakanlık ihdas edebilecek;  yetkilerini, idari teşkilatını, bölge müdürlüklerini, hangiü bölgede disiplin işlerine kadar bütün idari yapının devlet yapısını bu Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle belirleyebilecektir.  Devlet tek bir kişinin imzasıyla üstelik denetlenemeyen tekü kişinin imzasıyla düzenlenebilecektir.  Bunun teknik olarak karşılığı, yasama yetkisinin bir kişiyeü devredilmesidir.  Düzenleme, 1982 Anayasası’nın 7’nci maddesinde belirtilenü “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.” hükmüne açıkça aykırılık taşımaktadır.

            Denetimsizlik, yargılama  TBMM’nin gensoru ve denetleme yetkileri anayasadanü çıkarılacak. Meclis Araştırması, belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibaret olacak.  Pek çok hak ve yetkilere sahip Cumhurbaşkanı karşısındaü herhangi bir denge-denetim mekanizmasının olmamasının yanında, Cumhurbaşkanı'nın pratikte neredeyse yargılanamayacak olması ayrı bir sorunlu noktadır. Değişiklik teklifinde,  Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlarınü suçları nedeniyle meclis soruşturması talep edilebilmesi için önce Meclis üye tamsayısının salt çoğunluğu gerekmektedir. Başka bir ifadeyle 600 milletvekilinden 301'inin bu yönde talebi olmalıdır. Bu şekilde başlayan soruşturma ve devamında yargılamaya dair dolambaçlı ve karışık bir yol önerilmektedir. Cumhurbaşkanının TBMM'ye üstünlük kurma istemesi  Anayasal ve kurumsal güvencelerle Millet adına TBMM’yeü verilen egemenliğin kullanımı, seçimle gelse bile bir kişiye verilemez. Oysa getirilmek istenen düzenlemeyle millet egemenliğinin şahsileşmesinin önü açılmaktadır.  Meclis'in, seçimleri ancak 3/5 çoğunlukla, Cumhurbaşkanınınü ise koşulsuz olarak yenileyebilmesi teklif edilmektedir. Bu talep, güçlerin dengelenmesi değil, Meclis'in açıkça etkisizleştirilmesidir.

             "Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulmamasıü halinde, bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak yürürlüğe konur" ifadesini içeren 18. madde, TBMM'nin bütçeyi onaylamamak suretiyle Cumhurbaşkanını denetlemesini bile imkânsız hale getirmektedir. TBMM, başkomutanlık görev ve yetkisini kaybetmekte  Anayasa değişiklik taslağında, Cumhurbaşkanı "Türk Silahlıü Kuvvetleri başkomutanlığını temsil edecektir" ifadesi kullanılmaktadır. Dolayısıyla "Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanlığı temsil eder" maddesi değiştirilmek istenmektedir.  Bu değişiklik ile millî iradeyi Türk Milleti adına temsil edenü TBMM, başkomutanlık görev ve yetkisini kaybetmektedir. Keyfi ve diktacı bir yönetime yol açma  Anayasa değişikliği keyfi ve diktacı bir yönetim kurulmasınaü yol açacak mahiyettedir.  Türk toplumunun ulaşmış olduğu demokratik kültür seviyesiü göz önünde tutulduğunda böyle bir anayasa ile Türkiye'yi uzun süre yönetmek mümkün değildir. İç çatışmaya neden olama ihtimali  Böyle baskıcı bir anayasaya karşı oluşacak tepki ile ülkemizinü bir iç çatışma ve çalkantı sürecine sürüklenmesi riski vardır.

            Türk toplumunun büyük ölçüde kamplara ayrılmasına nedenü olacak böyle bir anayasanın yürürlüğe girmesi, yaşamakta olduğumuz bu kritik dönemde ülkemizin Ukraynalaşması sürecini tetikleyebilir. Geçmiş Tecrübelerin Akla Getirdiği Kaygılar Ülkeyi idare eden mevcut siyasi zihniyetin;  2013 senesinde değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk 4ü maddenin değiştirilmesi için TBMM'ye verdikleri değişiklik talebi unutulmamalı.  Daha birkaç yıl önce PKK ile müzakere sürecinde İmralı'daü Öcalan ile ortak anayasa yazması, Habur'dan gelen teröristler için seyyar mahkeme kurması kendilerine olan güveni sarsmıştır.  Bu siyasi zihniyetin günümüzde “üniter ve millî devleti kabulü ediyor gibi görünmesi”, geçmiş sicillerinden dolayı güven vermemektedir.



824 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? - 10/07/2020
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi?
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü - 10/07/2020
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu - 16/03/2020
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu
Suriye Çalıştayı - 20/12/2019
Suriye Çalıştayı
At, Katır ve Eşek Eti İthali - 18/12/2019
At, Katır ve Eşek Eti İthali
Bu kadar harcama ile nereye? - 17/12/2019
Bu kadar harcama ile nereye?
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak - 25/11/2019
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? - 16/10/2019
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür?
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi - 10/10/2019
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Hava Durumu
Saat