• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Uluğ TÜRKERİ
ulugturkeri@gmail.com
İşsizlik Çıkmazı
25/03/2019

         İşsizlik bütün dünya’da ekonomistlerin ve ülke yöneticilerinin öncelikli olarak üzerinde durdukları konuların başında gelmektedir. İşsizliğe çözüm bulmak aynı zamanda açlığa ve yoksulluğa da çözüm bulmak anlamını taşıyacaktır. Sosyal yardımların daha az kişiye ulaşması demektir. Sosyal güvenlik kurumlarının daha fazla yükten kurtarılması demektir. İnsanların alım güçlerinin yükselmesi, sosyalleşmenin artması,  yaşam tarzlarında büyük değişikliklerin olması ve gayri safi yurt içi hâsıladan aldıkları payın artmasıyla birlikte yaşam tarzlarında olumlu değişikliklerin yaşanması beklenir. Bunlar bilindiğinden yoğun bir uğraş vardır. Ancak çoğu zaman bunda başarılı olunmaz. Bunun en önemli nedeni ise genel olarak yapılan yatırımların iş alanı yaratacak alanlara yapılmamasıdır. Yanlış, plansız ya da bilinçli olarak yapılan yanlış yatırımlar nedeni ile ülkeler zarar görebilmektedir.  Elbette bu tip olaylar genel olarak üçüncü dünya ülkelerinde ya da demokratik olmayan toplumlarda daha yüksek oranlardadır.

            Ülkemizde işsizlik sıkıntısını çeken ve derinden yaşamaya devam eden ülkeler arasındaki yerini korumaktadır. Özellikle son birkaç yıldır görülmeye başlayan ve son 7-8 aydır hızlanan ekonomideki küçülme artık dayanılması oldukça güç bir noktaya getirdi. Ekonomi hızla küçülmeye başladı. Ekonomik küçülme ile birlikte çarklarını çeviremeyen işletmeler ya küçülme yolunu tercih ettiler, ya kapatma yolunu tercih ettiler ya da varlıklarını ülke dışına çıkararak orada yaşamayı ve çalışmayı tercih ettiler. Hangi seçenek olursa olsun, sonuç olarak ülke kaybetti. Kapanan ya da küçülen işletmelerde çalışanlar da artık çalışamaz hale geldiler. Son bir yılda bu şekilde işsiz kalanların sayısının 700 bini geçtiği görülmektedir (706 000 kişi). Toplam işsiz sayımız ise 3 milyon 981 bin kişi ile rekor bir seviyeye ulaşmıştır.

            Türkiye ekonomisindeki daralmaya göz attığımızda özelikle son zamanlarda artarak devam eden konkordato ve iflaslar sonucunda sanayi üretimi %9.8’lik azalma göstermiştir. Benzer şekilde perakende satış hacmi ise %9.2 azalmıştır. Tarımsal ürün üretiminde de düşül devam etmiş ve sadece tahıl üretiminde %5.8’lik bir düşüş görülürken, sebze üretimi ise %2.6 oranında azalmıştır.  Buna bağlı olarak artan işsiz oranı TÜİK verilerine göre, 2018 yılı sonu itibariyle %13.5’e yükselmiştir. Bunun anlamı şudur; çalışabilecek durumda olan yüz kişiden en az 13-14 kişi iş bulamadığından işsiz olarak yaşamaktadır. Buna göre 4 milyon 300 bin kişi işsiz olarak belirlenmiştir. Geniş çaplı işsizlik ise 8 milyon kişiyi aşmıştır. Ülkemiz nüfusunun neredeyse 1/10 işsiz olarak yaşamını sürdürmektedir. Genç işsiz olarak nitelendirilen kesimde ise durum biraz daha kötüdür. Genç işsizlerin sayısı %19-20’lerde yer alırken, yine aynı dönemde %23.6’ya kadar yükselmiştir. Bununda anlamı her dört gençten birisi işsiz demektir. Bu çok büyük bir rakamdır ve eğer tedbir alınmazsa bizleri nerelere götürebileceğini aklımdan bile geçirmek istemiyorum. Çünkü işsizlerin önemli kısmı eğitimlidir. Eğitimlileri boş durdurmak o kadar kolay olmayacaktır diye düşünüyorum. Devletimizin acil bir şekilde bu konuya eğilmesi ve çözümler üretmesi gerekir.

            İşsizliğin artmasıyla birlikte yoksulluğunda arttığını görebilmekteyiz. Bu doğal sonuç aklı başında herkesi rahatsız etmektedir. Ancak bunun olabileceği uzmanlar tarafından tahmin edilebilmeliydi. Türk-İş’in yapmış olduğu ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması”na göre, çalışmada ülkemizdeki açlık sınırının geçen yıla göre 392 lira arttığını göstermiştir. Dört kişilik bir ailenin geçinebilmesi için gerekli olan açlık sınırı 2029 lira olarak hesaplanmıştır. Buna bağlı olarak hesaplanan yoksulluk sınırı ise 6609 lira olarak belirtilmiştir.  Özellikle gıda fiyatlarındaki yükseliş hemen herkesimi ciddi olarak etkilemektedir. Genel olarak yapılan çalışmalar ile enflasyon bir miktar azalmış ve azalma eğilimini sürdürüyor olsa bile gıda enflasyonu artmaya devam etmektedir. Gıda enflasyonu geçen yıl için %23.97 olarak açıklanmıştır. Biraz baskılanarak hesaplanan bu değerin gerçek değeri tam olarak yansıtmadığı düşülürse durumun çokta iyi olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Tarımsal üretim yapılan alanlardaki azalma ve buna bağlı olarak gözlenen yetersizlikler nedeniyle fiyatlar artma eğilimine girmiştir. Buna birde girdilerde yaşanan artış (gübre, ilaç, mazot ve işçilik gibi) eklenince içinden çıkılmaz bir hale geliniyor ve gıda enflasyonu düşürülemiyor. Bunun sonucu olarak ithalata yönelim başlıyor. Bu işi daha kötü hale getiriyor. Üretim olmayınca işsizlik artıyor, işsizlik arttıkça yoksulluk artıyor ve sosyal politikalar işlemez hale geliyor. Üretemezsek işsizliğe çare bulamayız. Üretmeden tüketmek demek geleceğimizi tüketmek demektir…



248 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? - 10/07/2020
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi?
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü - 10/07/2020
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu - 16/03/2020
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu
Suriye Çalıştayı - 20/12/2019
Suriye Çalıştayı
At, Katır ve Eşek Eti İthali - 18/12/2019
At, Katır ve Eşek Eti İthali
Bu kadar harcama ile nereye? - 17/12/2019
Bu kadar harcama ile nereye?
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak - 25/11/2019
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? - 16/10/2019
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür?
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi - 10/10/2019
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.439832.5698
Euro34.502534.6407
Hava Durumu
Saat