• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

ilkeliyazilar

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Uluğ TÜRKERİ
ulugturkeri@gmail.com
İç Göç Çalıştayı
22/11/2017

               Saadet Partisi, ESAM ve Kent Araştırmaları Enstitüsü bir araya gelerek İç Göç Çalıştayı düzenlediler. Çalıştay sonunda yayınlanan sonuç raposu oldukça dikkat çekici bilgilere sahip. Bu tür çalışmalar ülkemizde pek yapılmıyor. Aslında yapılması ve derinlemesine incelenmesi gerekir. Şu an dünya’da en çok sığınmacı kabul eden ülkeyiz. Sadece Suriye’den gelenlere verilen para resmi ağızlara göre 30 milyar doları aşmıştır. Suriye’den gelenlere sadece vatandaşlık vermenin dışında bir şey konuşulmuyor. Vatandaşlık verilmesine karşıyım ama yavaş yavaş hepsine vatandaşlığın verildiğini de biliyoruz. Bu ve benzeri kişilerin gelecekteki durumu, ülke için oluşabilecek muhtemel tehlikeler ve etnik bazı sorunlar hakkında kimse konuşmuyor. Aslında konuşulmalı ve tartışılmalıdır. Ancak bu şekilde doğruya varabiliriz.  Fakat bunun dışında başka bir sorun daha var ki bu da ülke içinde yaşanan iç göç’tür. Özellikle ülkenin doğu ve güneydoğusu ile orta Anadolu’dan Ege ve Akdeniz’e doğru büyük bir iç göç yaşanmaktadır. Konu ile ilgili olarak ciddi uyarılar olmasına rağmen gözle görülür tedbirlerin alınmadığı da görülmektedir.

            Yayınlanan sonuç raporunda ülkenin geleceği açısından tehlike olarak ifade edilen ‘iç göç’ ile ilgili ciddi uyarılar da yer alıyor. İç göçe ‘ekonomik, siyasi ve sosyal ve kültürel sebeplerin’ neden olduğu vurgulanmıştır. Bunun kökeninde de adaletsiz gelir dağılımı, kırsal politikalar, tarım politikaları, sanayi politikaları ile güvenlik ve terörün yanı sıra yeterli eğitim ve sağlık imkânlarına ulaşılamaması olarak gösterilmiştir. Bunlara söylenecek aslında çokta bir şey yok. Çünkü göç eden insanların göç etme sebeplerini ortadan kaldırmazsak göç etmeyin diyemeyiz. Elbette bunun arkasında bizim algılayamadığımız bir bilinçli göç politikası yok ise. Eğer varsa zaten söylenecek bir şey kalmıyor ve bu kişiler özellikle devletin kontrolünün olduğu yerlere göç ettirilerek yönetimlerinin kolaylaştırılması sağlanıyor denilebilir.

            En önemli sorun olarak işsizlik görülmektedir. Raporda “Hızlı göç hareketlerinin bir diğer etkisi de kentleri iş bulma ümidiyle dolduran kesimin yol açtığı yoğun işsizliktir. Bir taraftan kırsal kesimde bitkisel üretim ve hayvansal üretim düşerken diğer taraftan kentlerde işsizlik çığ gibi büyümekte ve bu durum, sosyal kargaşalara müsait bir ortam hazırlamaktadır. İç göç hareketleri, hâlihazırda bölgesel gelir farklılıklarının kaynağı olan söz konusu göstergelerin daha da gerilemesine ve bozulmasına yol açmaktadır. Zira göçler sadece bireylerin değil, aynı zamanda sahip olduğu mal varlığının da, sermayenin ve yatırımcı potansiyelinin de yer değiştirmesi olarak değerlendirildiğinde kalkınma için gerekli olan sermaye birikimini azaltmaktadır” denilerek işin ne kadar ciddi boyutlarda olduğu belirtilmeye çalışılmıştır. İşsizlik hemen her bölgenin temel sorunudur. Ancak özellikle son zamanlarda yapılan yatırımların bilinçli olarak ya da yönlendirme ile aynı bölgelerde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu yoğunlaşma da işsizliğin belli yerlerde artmasına ve sebep olurken, aynı zamanda iç göçün artmasına da zemin hazırlamaktadır. Belli bir noktaya kadar dayanabilenler belli bir noktadan sonra göçü kaçınılmaz bir son olarak görmeye başlamaktadırlar.

            İşsizliğin önündeki en büyük engel olarak kabul edilen ve her zaman için net istihdam yaratan tarım alanında da ciddi sıkıntıların yaşanması ve bu konuda yeterli ve gerekli politikaların üretilememesi nedeniyle tarım ciddi sorunlar yaşamaktadır. Üretmek yerine üretmeden kazanma fikri artık üreticilerimiz beynine adeta zerk edilmiştir. Bunun sonucu olarak ta ülkemizde Marmara bölgesi kadar bir alanda artık üretim yapılmamaktadır. Bunun sonucu olarak ta işsizlik artmakta ve ğöç yine kaçınılmaz bir son olarak insanların karşısına çıkmaktadır.  Sonuç raporunda “Tarımın toplam yatırımlar içindeki payı, planlı dönemin başında (1960) % 13 düzeylerindeyken 2010 yılında bu oran % 3,99’a kadar düşmüş, 2016 yılında ise % 3,41 olmuştur. Dolayısıyla kırda verimlilik hızla azalmış, bu da istihdamı olumsuz yönde etkileyerek göçü teşvik etmiştir. Tarımın toplam istihdam içindeki payı 2002 yılında % 34,9 iken bu pay 2011 yılında % 25,5’e, 2016 yılında % 19,9’a gerilemiştir” deniliyor. Raporda, et ve süt ürünlerine yönelik ise “Son 20 yıla kadar et ve süt ürünleri ihtiyacının önemli bir bölümü doğu bölgelerinden sağlanmaktaydı. Ancak göç sonrasında besicilik ve et üretimi bitme aşamasına gelmiştir. 2010 yılından beri de et ihtiyacı karşılanamamaktadır. Öyle ki günümüzde saman dahi ithal edilir duruma gelmiştir” denilerek aslında durumun vahameti bir kez daha vurgulanmıştır.

            Göç konusunda etkin diğer bir faktörde terör olarak karşımız çıkmaktadır. Güvenlik bakımından yetersiz olan bölgelerden halkın daha güvenli olarak gördükleri yerlere göç etmek istemektedirler. İşin daha kötü tarafı ise yapılan çalışmalarda Doğru ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki halkın %75’den fazlasının batıya göç etme eğilimde oldukları belirtilmektedir. Özellikle eğitim seviyesinin artmasıyla birlikte göç eğilimin arttığı, ancak gelir seviyesi arttıkça da göç etme isteğinin azaldığı bildirilmiştir. Buna göre aslında yapılması gerekenler bellidir. İnsanlarımızı bölgelerinde kalmalarını sağlayabilmek için gelir artırıcı çalışmalara hız verilmesi gerekir.

            Bütün bu anlatıların içinde en düzenli ve dengeli çalışması gereken sistem ise göç yönetim birimidir. Ancak ne yazık ki göç yönetimi ülkemizde tamamen Allaha emanet bir şekilde yürütülmektedir. Bir söz vardır; göç yolda dizilir diye. Aynı şekilde zamanla her şey oturur düşüncesi ile düzenli ve sistemli bir göç yönetim politikamız bulunmamaktadır. Göç idaresi başkanlığı sadece yurt dışından gelenler ile ilgilenirken iç göçler ile ciddi anlamda ilgilenmemektedir. Bu konu ile ilgili olarak raporda ““Zamanında önlenmeyen göç hareketleri ülkenin genel dengesi üzerinde etkili olabilmektedir. Göç hareketleri ülkenin belli bölgelerinde, aşırı istihdam fazlası işgücünün birikmesine yol açarken göç veren bölgelerde iş gücü eksikliği ortaya çıkartmaktadır. Göç yönetimi devlet, sivil toplum ve piyasa aktörlerinin birlikteliğini ifade eden ve eşitler arası bir yönetimi öngören bir kavramdır. Ülkemizde 2013 yılında İçişleri Bakanlığına bağlı 04.04.2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Ancak bu kurum iç göç üzerine yönlendirici bir politika izlemekten çok, sadece dış göç takibi ve mültecilerin bürokratik işlemlerini organize etmek üzere kurulmuştur. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün kendi gerçekliğini görmezden geldiği aşikârdır. İç göç, maalesef göç idaresinin gündeminde yoktur. Göç İdaresi’nin 2013 yılından bu yana üçüncü kez çıkarmış olduğu Türkiye Göç Raporu’nda iç göçe değinilmeyip sadece dış göçten bahsedilmesi bunun en büyük kanıtıdır.” denilerek ciddi bir iç göç politikası hazırlanması gerektiği vurgulanmıştır.  

            Çalıştayın sonunda bazı çözüm önerileri de sunulmuştur. BU önerilerin bazılarını şu şekilde verebiliriz;

1)  Sadece “tüketim odaklı ekonomik büyüme” stratejisinden vazgeçilmelidir.

2) “Devlet fabrika yapmaz!” politikası derhal terk edilmelidir.

3) Vakit geçirilmeden yaygın, süratli, teknoloji yoğun, tarım ve hayvancılığa dair sanayileşme/fabrikalaşma politikasına geçilmelidir.

4) Anadolu insanının büyük kentlere göçünü teşvik eden ve hayatı kolaylaştıran ama kalkındırmayan çılgın projeler yerine işsizlik sorunlarına yerinde çözüm arayan daha gerçekçi/akılcı projeler üretilmelidir.

5) Göç veren bölgelerde faaliyet gösteren kalkınma ajansları gerek bölgedeki yatırımcıları gerekse göç eden bölge insanlarını bölgenin yatırım öncelikleri konusunda bilgilendirmeli ve özellikle istihdama dayalı proje hazırlamalarını kolaylaştırmalıdır.

6) Kalkınmanın en önemli ayağı olan beşeri sermaye, yetişmiş insan gücünü göç veren bölgelerde tutmak ve niteliğini artırmak için eğitim ve sağlığa büyük önem verilmelidir.

7) Nüfusu 3 milyonu aşmış kentlerde göç alımını sınırlandırabilmek amacı ile yeni istihdam oluşturacak yatırımlara sınırlama getirilmeli ve mevcut imar planları dışında yerleşimlere izin verilmemelidir.

8) Büyük kentlerin en az 80-90 km dışında altyapısı tamamlanmış kırsal kalkınmaya ya da orta ölçekli sanayiye olanak verecek yerleşim bölgeleri (cazibe merkezleri) kurulmalıdır.

9) Göç veren bölgelerdeki mevcut fabrikalar zarar etseler dahi özelleştirilmemelidir. Çünkü işsizlik neticesinde bölgede yapılacak sosyal yardımların maliyeti fabrikanın zararından kat kat fazla olmaktadır.

10) Köylerin sahip oldukları arazilerdeki verimliliğin artırılması, tarım işletmelerinin nitelik ve niceliğinin geliştirilmesi, altyapı hizmetlerinin etkin bir şekilde sağlanması, tarımsal işletmelerin büyütülmesi ve tarımsal ürün desteği verilmesi amacıyla devlet yönlendirici olmalıdır.

11) Yasal düzenlemelerle, miras ve toprak rejimimiz güçlendirilmelidir.

12) Kırsal alanda çalışanlara mesleki eğitim verilmesi yoluyla iş koşulları geliştirilmeli ve bu konudaki kamu hizmetlerinden etkin bir şekilde yararlanmaları sağlanmalıdır.

13) En temel girdiler gübre, mazot ve yem konusunda ezberlerin dışına çıkılarak Ar-Ge çalışmaları ile alternatif girdi tercihleri oluşturulmalıdır.

14) Hayvancılıkta küçükbaş ve büyükbaşta kombinasyon ve ıslah çalışmaları yapılmalı, ülkeye münhasır ırklar üretilmeli, dışa bağımlılık bitirilmelidir.

15) Tarım sektöründe faaliyet gösterenlerin son zamanlarda talep gören ve hem insan sağlığı ve hem de çevre açısından da büyük önem arz eden organik tarım yöntemleriyle üretim yapması teşvik edilmelidir.

16) Düzgün işleyen ve üreticinin malını değerinde satabileceği mandıralar, modern hayvan pazarları ve et kombinası inşa edilmelidir.

17) Şeker pancarı üretimindeki kotalar kaldırılmalıdır.

18), Tütüne getirilen kota kaldırılmalıdır.

19) Mera ıslah çalışmaları hızlandırılmalıdır.

20) Köylerde tam donanımlı sağlık ocakları kurulmalı ve buralarda bebek ölüm oranlarının azaltılması için yeterli düzeyde donanım sağlanmalı ve ebe bulundurulmalıdır.

21) Eğitim açısından bölgedeki okullara alanında uzman branş öğretmenleri atanmalı ve bu öğretmenlerin yüksek maaş, servis, lojman vb. imkânlarla bölgede uzun süre kalmaları sağlanmalıdır.

22) Kalabalık veya birleştirilmiş sınıf, derme çatma okul ve uzman olmayan ücretli/sözleşmeli öğretmen gibi sorunlar ortadan kaldırılarak kaliteli bir eğitim hizmeti sağlanmalıdır.

23) Tüm planlama ve uygulamalar genç nüfusun taleplerine uygun olarak tasarlanmalıdır.

24) Göç İdaresi Genel Müdürlüğü sadece yabancı göçmenlerle ilgilenmek yerine, iç göç işlerini düzenlemeli ve göçmenlerin tekrar yerlerine-yurtlarına döndürecek politikaların tespit ve uygulamasını sağlamalıdır.

Son olarak ta; “Ülkemizin doğu bölgeleri boşalmaktadır. Ülkemizin toprak bütünlüğü ve geleceği açısından siyasi ve ideolojik bazı mihrakların bölge üzerinde emelleri olduğu unutulmamalıdır. Gerekli tedbirler alınmazsa bölgemiz üzerinde planları olanların çalışmalarıyla bu göç süreci, Suriye’de olduğu gibi, ülkeden ülkeye dönüşme riskini barındırmaktadır. Toprak ayağımızın altından kayıyor. Yabancılara toprak satışları, taşınmaz mülk alımları, toprağın insansızlaştırılması, insanın topraksızlaştırılması gündeme alınması gereken önemli siyasi meselelerdir. Ayrıca ülke olarak bölgemizde yaşanan özellikle Suriye, Filistin ve Kıbrıs’ta yaşananlar meseleleri iç göçün kalkınmanın dışında diğer yönlerinin de olduğunu göstermektedir.” Dikkat edilmesi ve müdahale edilmesi gereken çok sayıda süreç var ve bu süreçlere müdahale geciktikçe işleri tersine döndürme olasılığı da azalmaktadır. Dikkatli olunmalı…



604 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi? - 10/07/2020
Salgının çalışma yaşamına etkileri: Covid-19 İşçileri Nasıl Etkiledi?
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü - 10/07/2020
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Tarım Sektörü
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu - 16/03/2020
İngiltere'nin Koronavirüs Raporu
Suriye Çalıştayı - 20/12/2019
Suriye Çalıştayı
At, Katır ve Eşek Eti İthali - 18/12/2019
At, Katır ve Eşek Eti İthali
Bu kadar harcama ile nereye? - 17/12/2019
Bu kadar harcama ile nereye?
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak - 25/11/2019
Dipsiz Gölün Dibini Bulmak
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür? - 16/10/2019
Esat ve Barzani Anlaşması Ne Getirir Ne Götürür?
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi - 10/10/2019
CHP’nin Önerisi Ne kadar Gerçekçi
 Devamı
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Hava Durumu
Saat