Son günlerde popüler olmak isteyen bir Prof. kendisinden evvel başka 2 Prof. tarafından denenen gündemde kalma için her yol mübah prensibine sarılmış görünüyor. Tıp konusunda veya dahiliye konusunda uzman olan birisi türlerin evolüsyonu veya evrimini bambaşka bir bilimsel temele oturmayan tezler ileri sürmeye başladı. Bu konuda telefon edip bilgi isteyenler çoğalınca ve buğday konusunda uzman olan arkadaşlarımın sesi çıkmayınca yazmaya karar verdim. Ortaya atılan görüş; buğdaylar 1930'lu yıllara kadar  n=7 veya 2x= 14 iken veya diploid iken hain ıslahçılar bunu n=7, 6x =42 yani hexaploid forma dönüştürdüler ve bugün kullandığımız buğday oluştu. Diploid formlar insan sağlığı için çok iyi iken hexaploid buğdaylar veya günümüzün buğdayları insan sağlığı açısından diploid buğdaylar ve kaplıca buğdayları ile kıyaslanmayacak derecede kalitece düşük durumdadır. Buyrun buradan yak demeden önce evolüsyon veya evrim üzerinde bir kaç kelam etmekte fayda var.

 
Canlıların değişimleri ile ilgili 3 ayrı ana fikir bulunmaktadır. Bunlar:
 
1. Yaratılış teorisi : Bu fikri taşıyanlar dünyanın ve canlıların inanılan tanrı tarafından yaratıldığını ve herhangi bir değişikliğe uğramadığını iddia eder. Hristiyanlar arasında ve bir takım katı Müslümanlarda görülen bu fikir değişmezlik esasına dayalıdır.
 
2. Evrim teorisi. Darwin tarafından önderlik edilen bu fikir Kominist manifestoyu fikri temelde desteklediği için özellikle ateistler arasında popüler olmuş ve olmaya devam etmektedir. Şahsım olarak bunları tanrısı Darwin olanlar diye tarif etmekteyim. Bu dünyadaki bütün canlılar tek hücreli bir canlıdan bu kadar değişik ve birbirini tamamlayıcı hale dönüşmüş ve tesadüfen her bir değişim diğer değişimi tamamlamıştır. Hangi istatistiki teoriye bakarsanız bakınız bu kadar birbirini tamamlayıcı değişim olma ihtimalini kimse hesaplayamaz.
 
3. Dünya ve canlılar tanrı (Müslüman olduğum için Cenabı Hak) tarafından yaratılmıştır. Ancak temel aynı kalmak şartıyla tabi mutasyonlar yoluyla çok uzunnnn sürede canlılarda değişim olmaktadır. Ama bu değişim farklı türlerin ortaya çıkışına yol açacak şekilde yüksek frekansta değildir. Belki nadiren de olsa farklı türler de bu yolla ortaya çıkmış olabilir.

 
Hangi fikre inanılırsa inanılsın hexaploid buğday insan eliyle diploidden hexaploide çevrilmemiştir. Bundan 100 yıl önce de 200 yıl önce de 300 yıl önce de ekmeklik buğday hexaploid idi. Islahçılar veya genetikçiler tarafından bu hale getirilmemiştir. Bugün bile ıslahçı ve genetikçilerin elinde bu işi yapacak teknoloji yoktur. Kaldı ki 1930larda olsun. Üç genomu bir araya getirmeye muvaffak olsanız bile bu üç genomun mayoz bölümünde bivalent oluşturması başarılamayacağı için insan eliyle bu hexaploid yapı ortaya çıkarılamaz.

 
Bu platformun üyesi olan buğday ıslahı konusunda çalışan arkadaşlarımız belki konuyla ilgili daha deyalı bilgi verebilr ama özetle ben Yıldırım Beyazıtın yediği kekmek de YavuzSultan Selim'in yediği ekmek te hexaploid buğdaylardan yapılmıştır. İngiliz araştırmacılar bugünkü bauğdayın 10 000 yıl önce Ortadoğu'da ortaya çıktığını iddia ediyor .

(Bakınız http://www.niab.com/uploads/files/NIAB_Synthetic_Hexaploid_Wheat.pdf)
 
Hepinize selam ve saygılarımla.